Pandemide dünyanın en zengin 10 erkeğinin serveti ikiye katlandı

Pandemi nedeniyle insanlığın %99’unun geliri azalırken, en zengin 10 erkeğin serveti ikiye katlandı! Dünyanın en zengin bu 10 erkeği, en yoksul 3,1 milyar insandan 6 kat daha fazla servete sahip. Üstelik bu erkekler o kadar zengin ki servetlerinin %99,9’unu kaybetseler bile hala dünyanın %99’undan daha zengin olurlar.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Davos Gündemi oturumları öncesinde, KEDV’in de üyesi olduğu uluslararası Oxfam Konfederasyonu "Eşitsizlik Öldürür" başlıklı yeni raporunu yayımladı. Raporda eşitsizliğin her gün en az 21.000 kişinin ölümünde payı bulunduğu belirtiliyor. Bu her 4 saniyede 1 kişi demek. Bu veri, küresel olarak sağlık hizmetlerine erişim yoksunluğu, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, açlık ve iklim krizi gibi sebeplerden kaynaklanan ölümlere dayanıyor ve epey ihtiyatlı bir veri. Yani büyük ihtimalle durum hesaplayabildiğimizden de kötü.

"EŞİTSİZLİK ÖLDÜRÜR" Raporunu İndirin

Pandeminin ilk iki yılında insanların 99’unun geliri azaldı ve 160 milyondan fazla kişi yoksulluğa düştü. Halbuki aynı dönemde, dünyanın en zengin 10 erkeği, saniyede 15.000 dolar gibi bir hızla servetlerini ikiye katladı. Yani günde 1,3 milyar dolar gelir elde ettiler. Böylece toplam servetleri 700 milyar dolardan 1,5 trilyon dolara çıktı. Tüm milyarderlerin toplam serveti ise, pandemi döneminde son 14 yılda olduğundan daha fazla yükseliş gösterdi: Covid-19 başladığından beri, tam 5 trilyon dolar arttı. Bu sayı, bu konuda kayıtlar tutulmaya başladığından beri milyarderlerin servetindeki en büyük artış.

Türkiye için de bu durum farklı değil: Toplumun en zengin %0,01’i, toplumun en alt %70’inden %36 daha fazla servete sahip. 2020’de toplumun alt %90’ının serveti azalırken en zengin %1’i daha da zenginleşti. Ancak toplumun büyük çoğunluğu halen pandeminin de körüklediği ekonomik kriz ve artan yaşam maliyetleriyle başa çıkmaya çalışıyor. TÜİK’in resmi verilerine göre, 2020’de yoksulluk oranı önceki yıllara göre artış göstererek %21,9’a çıktı; yoksul sayısı 17 milyon 921 bin kişi oldu. Aynı dönemde milli gelirden en çok pay alan %10’luk grup, en az pay alan %10’luk gruptan 15 kat fazla gelir elde etti.

Son iki yılda zengin ülke hükümetleri, pandemiyle mücadelenin ciddi bir maliyet yaratmasına rağmen, zenginlerin serveti üzerindeki vergileri artırmadılar. Üstüne üstlük, aşı bilimi gibi kamusal varlıkları özelleştirmeye devam ettiler. Bugün yaşadığımız aşırı eşitsizlikte, ayrıcalıklı bir grup azınlığın zenginliğini ve gücünü idame ettiren politikalar ve siyasi kararlar, dünyadaki sıradan insanların büyük çoğunluğuna ve gezegenin kendisine doğrudan zarar veriyor. Bu aşırı eşitsizlik olgusu, bir EKONOMİK ŞİDDET biçimidir.

Covid-19’un ani yükselişi toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti de artırdı, hatta kadınlardan ve kız çocuklarından daha fazla karşılıksız emek beklenmesine neden oldu. Bu dönemde toplumsal cinsiyet eşitliğine erişim süresi 99 yıldan 135 yıla uzadı. Üstelik kadınlar 2020’de toplam kazançlarından 800 milyar dolar kaybetti ve şu anda çalışan kadın sayısı 2019'a göre 13 milyon daha az.

Pandemi dünya genelinde ülkeler arasındaki eşitsizliği de artırdı

Zengin hükümetlerin ilaç şirketlerinin tekelini koruması sebebiyle gelişmekte olan ülkeler yeterli aşıya erişemediler; borç seviyeleri katlanarak arttığı için sosyal harcamaları kısmak zorunda kaldılar. Şimdiyse kemer sıkma önlemleriyle karşı karşıyalar. Gelişmekte olan ülkelerde Covid-19'dan ölenlerin oranı, zengin ülkelerdekinin kabaca iki katı.

Tüm bunlarla beraber eşitsizlik iklim krizini de körükledi: 2020 ve 2021 boyunca dünyanın en zengin %1’i en fakir %50’sinden daha fazla karbondioksit salınımına neden oldu ve orman yangınlarına, sel baskınlarına, hortumlara, mahsul kıtlığına ve açlığa doğrudan katkıda bulunan iklim değişikliğini körükledi.

Halbuki dünyanın en zengin 10 erkeği Covid-19 kazançları üzerinden vergilendirilseydi, elde edilecek gelirle tüm dünya aşılanabilirdi. Dünya genelinde iklim, evrensel sağlık hizmeti, sosyal koruma ve 80’in üzerindeki ülkede toplumsal cinsiyet kaynaklı şiddet alanlarında finansman açığı kapatılabilirdi. Türkiye’deki gelir eşitsizliği de uygulanacak maliye politikalarıyla tersine çevrilebilirdi: Örneğin milyarderlerden 2021 yılında alınacak %1’lik tek seferlik bir vergi ile Türkiye genelinde yaklaşık 20 bin çocuk yuvası kurulabilir ve bu yuvalardan 800 bin çocuk ve aileleri yararlanabilirdi. Böylece kadınların ekonomik hayata katılımlarının önündeki temel engel olan orantısız ve aşırı bakım sorumluluklarının yeniden dağıtımı için bir adım atılabilirdi.

Ekonomik şiddetin önlenebilmesi için Oxfam’ın hükümetlere önerileri şu şekilde:

  • Covid-19’un başlangıcından bu yana milyarderlerin elde ettiği yeni serveti kalıcı servet ve gelir vergileriyle vergilendirmek.
  • Bu vergilerden elde edilecek trilyonları, evrensel sağlık ve sosyal koruma, iklim değişikliğine uyum, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi ve bakım hizmetlerinin toplum geneline yaygınlaştırılması için kullanmak.
  • Ayrımcılığa neden olan cinsiyetçi ve ırkçı yasalarla mücadele etmek; şiddeti ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için yeni toplumsal cinsiyet eşitliği yasaları oluşturmak; eşitsizliğe maruz kalan tüm grupların karar alma mekanizmalarında temsil edilmesini sağlayacak politikaları acilen hayata geçirmek.
  • İşçilerin sendikalaşma ve grev haklarını baltalayan yasaları kaldırmak ve işçileri korumak için daha güçlü yasal standartlar oluşturmak.
  • Zengin hükümetler, pandeminin sona ermesi için daha fazla ülkenin güvenli ve etkili aşılar üretebilmesi amacıyla, Covid-19 aşı teknolojileri üzerindeki fikri mülkiyet haklarından derhal feragat etmelidir.

"EŞİTSİZLİK ÖLDÜRÜR" Raporunu ve Metodoloji Belgesini İndirin