Türkiye’nin her yerinden 200’ü aşkın kadın kooperatifi, 4 Temmuz 2020 Cumartesi, Uluslararası Kooperatifler Günü’nde seslerini daha fazla insana duyurmak için desteğimizi bekliyor.
Maalesef yoksulluk ve eşitsizliğin hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Küçük bir azınlık dünya nüfusunun %60’ının sahip olduğu servetten daha fazlasına sahip. Dünyadaki yoksulların çoğunluğunu ise kadınlar oluşturuyor. Oysa kadınlar görünmeyen ücretsiz bakım emekleriyle yılda 10 trilyon dolardan fazla bir değer yaratıyorlar. Bu da küresel teknoloji endüstrisinin yarattığı değerin 3 katından daha fazla... Kadınlar ailenin, toplumun, ekonominin ve dünyanın çarkını döndürüyor, ama yine de ekonomik ve sosyal yaşamın dışında kalıyorlar. Yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin temel nedeni de bu zaten.
KEDV olarak, eşitsizlik ve yoksulluğun olmadığı bir dünyanın ancak ve ancak dar gelirli kadınların dönüştürücü liderliğiyle yaratılabileceğine inanıyor ve kadınlar için kapanan bu kapıları aralamaya, yeni fırsatlar yaratmaya çalışıyoruz. 2002 yılında Türkiye’de başlattığımız kadın kooperatifleri hareketiyle kadınların kendilerine ait ortak mekanlar yaratıyor, birlikte sosyal ve ekonomik girişimler başlatmaları için kooperatifleşmelerine destek veriyoruz. Eğitim, finans, iş geliştirme, iletişim, pazarlama hizmetleri sağlıyoruz.
Kooperatiflerde bir araya gelen kadınlar, bakım hizmetlerinden tarıma, tekstilden hizmet sektörüne pek çok alanda ortak işler kuruyor, yaşanabilir kentler, mahalleler için harekete geçiyor, kamu ve tüm sektörlerle işbirliği yapıyorlar. Milyonlarca kadın için ilham ve umut kaynağı oluyorlar. Bugün Türkiye’nin her yerinde sayıları 200’ü aşan kadın kooperatifleri yoksullukla mücadele ediyor, kadınları güçlendirmek için çalışıyor. Yılda on binlerce kadına ulaşarak, yerelde hayatı dönüştürüyor, dayanışma ekonomisinin somut örneklerini yaratıyorlar.
Dünyada da kooperatifçilik hareketi güçleniyor. Yaklaşık bir milyar insanın ortak olduğu 3 milyon kooperatif var. Kadınlar, dayanışmacı ve sürdürülebilir bir kalkınma yaklaşımı ile herkes için işleyecek ekonomiler yaratmak üzere bu kooperatiflerde rol üstleniyorlar. Örneğin, sosyal hizmetler ve bakım hizmetlerinin %60’tan fazlası kadınların liderliğindeki kooperatifler tarafından veriliyor.
Tüm dünyayı etkileyen Koronavirüs salgını sadece sağlık değil, sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan da sarsıcı ve değişime zorlayan bir kriz oldu. Mevcut eşitsizlikler iyice keskinleşirken, en çok etkilenenler artan bakım yükleriyle yine kadınlar ve yoksullar oldu. Bu süreçte kadın kooperatifleri de finansal olarak zorlandı: Birçoğu işlerini durdurmak veya yavaşlatmak zorunda kaldı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen bulundukları yerlerde hayatı yeniden dönüştürmeye devam ettiler. Nasıl mı? Gönüllü olarak maske ürettiler, yardım paketleri hazırlayıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırdılar. Dayanışma ruhuyla, mahallerine sahip çıktılar, ham madde temini ve ürünlerinin satışında birbirlerine destek verdiler. Bunlarla da kalmayıp Simurg Kadın Kooperatifleri Birliği liderliğinde 115 kadın kooperatifinin imzasıyla kamudan taleplerini gündeme taşıdılar.